Yok arkadaş dedim kendi kendime. Ne yaparsak yapalım olmuyor. Yoktan var edilen iki gol ve henüz 15 dakika geçmiş. Bir takım için daha kötüsü olabilir mi?
Tam o dakikalarda Fenerbahçe tribünlerinden klasik tezahüratlar yükseliyor "şike şike", Fenerle kimse başa çıkamaz" vs vs...
Sahadaki futbolcular için bir önemi yoktu bu tezahüratların. 25.dakikadan sonra sahada cesaretli ve "bu maç böyle bitmeyecek" dedirten bir Galatasaray vardı. Tribünler üzerinde göz gezdirdim bir ara. Maç 2-0 ve tedirginlik, kaygı gün gibi ortada.
Belki de insanlık tarihinde aynı anda tırnak yeme rekoru kırılmış olabilir.
Galatasaraylı ise ekranları başında en azından takımının ilk yarıda bir gol atacağına yürekten inanıyordu. Nitekim haksız çıkmadık ve tam istenilen dakikada Elmander ile ile ilk golümüzü bulduk. Yenilen ilk golün şaşkınlığı sadece tribünlerde değil sahada da hissediliyordu. Devre 2-1 lik skorla tamamlanmasına rağmen Fenerbahçeli futbolcuların yüz ifadesi pekte olumlu gözükmüyordu.
Devre arasında Fatih Terim'in soyunma odasında futbolculara hitaben söyledikleri maç sonunda herkes tarafından merak konusuydu. Az çok tahmin edebiliyoruz. "Maç öncesi sizi 20 bine yakın kişi uğurladı dese " başka bir şey söylemesine gerek kalmazdı.
İkinci yarı başlamadan önce küstahça bir şeye şahit olduk. Fenerbahçe stadında Nuri Alço ile özdeşleşen "Gazoz Müziği" çalıyordu. Saygı ev ahlak çerçevesinde kabul edilemez bir durum. Aslında bu klasik Fenerbahçe duruşu. Maç sonrasında da aynı müziği çalmalarını gönülden isterdik.
İkinci yarı kaldığı yerden devam etti. Galatasaray bastırıyor, Fenerbahçe sahasında hapsedilmiş bir şekilde bekliyor. Buna rağmen istenilen gol gelmiyor. Dakikalar geçtikçe Kadıköy'de sessizlik iki katına çıkıyor ve kendinizi camiide gibi hissediyorsunuz. Oyuncu değişikliklerini anons eden malum adam olmasa neredeyse kimseden ses çıkmayacak. Tüm stat olası Galatasaray golünü bekliyor. Ekranları başında bizler acaba hangi dakikada atarız diye tahminler yürütüyoruz. Gol geciktikçe "bu maç böyle biterse adaletli bir sonuç olmaz" diyorum kendi kendime. Çok geçmeden 83.dakikada riske girmeyen, klasik oyunu tercih eden yapısıyla form yakalayan Hakan Balta golü atıyor. Golden sonra haklı sevincine çomak sokmak isteyenler olsa da o lig tv kamerasına yakışıklı bir poz veriyor. Hani kader diyoruz ya yine sahneye çıkıyor. Son dakikada Milan Baros'un vuruşu direkten dönüyor ve golü bulsak santrası yapılmayacak bir maçı berabere tamamlıyoruz.
GALTASARAY
İlk 25 dakika dahil tüm oyuncular canla başla mücadele etti. Özellikle dahil diyorum çünkü yenilen gollerde takımın bir hatası yoktu. Defansif anlamda takım başarılıydı. Orta sahanın tam anlamıyla etkinliği 30.dakikadan sonra kendini gösterdi. Daha çok pas yapan ve isteyen bir takım devreye girdi. İkinci yarıda Emre Çolak değişiminin yanlış olduğunu fakat Fatih Terim'in strateji değişikliği nedeniyle Emre'yi çıkardığını sonradan anladık. Emre'nin oyundan çıkarken bir şeyler söylemesi ve maç sonunda Fatih Terim'in Emre'ye sahip çıkması büyük anlam taşıyordu. Fatih Terim kendisinden feda ederek genç oyuncuları kazanma peşinde. Aydın'ın oyuna girmesi zaten bunu gösteriyor.
FENERBAHÇE
Maça çok hızlı başladılar. Erken dakikalarda organize olmayan pozisyonlarda iki gol bulmaları takımı rehavete soktu. 2-0 lık skordan sonra ne Alex ne de Stoch oyunda kaldığı dakikalarda bir etkinlik göstermedi. Kanatlarda da Gökhan Gönül'ün formsuzluğu devam ederken, Zigler'in ekstra katkısı dikkatimi çekti. Savunma anlamında korkunç bir bozukluk vardı. Fenerbahçe kendisini organize savunamadığı için tüm dönen toplar tekrar Galatasaray'da kaldı.
TEKNİK DİREKTÖRLER
Aykut Hoca kesinlikle iyi bir maç çıkarmadı. Yapılan oyuncu değişikleri Galatasaray'ın değişiklikleriyle alakalı olmalıydı. Tam tersi oldu. Fatih Terim ise taktiğini konuşturdu.
HAKEM
Emre Belözoğlu'na maç içinde kırmızı kart göstermeliydi.
Elmander'in kaşının açıldığı pozisyonda oyunu devam ettirmesi ilginçti.
Gökhan Gönül ceza sahası içine girerken Baros topa ayak koydu. Kesinlikle faul olmamasına rağmen faulu verdi ve akabinde neredeyse Fenerbahçe 3.golü buluyordu.
Maçın kontrolünü kaybetmiş olsaydı Elmander'i atabilirdi.
Melo'ya bir sarı kart göstermeliydi.
TRİBÜN OLAYLARI
Fenerbahçe muhtemelen saha kapama ve para cezası alacak. Olası saha kapama cezasının Türkiye Kupasına denk gelmesi onlar için şans. Fenerbahçe'nin neden sahası kapanmalı;
*Maç içinde sahaya dağıtılan bayrakların sopaları, pet şişeler ve bozuk paralar atıldı. Üstelik hiç bir Galatasaraylı oyuncunun tahrik unsuru oluşturmamasına rağmen.
*Hasan Şaş'ın ve Fatih Terim'in başına isabet eden cisimler.
*Hakan Balta'nın gol sevinci sırasında başına isabet eden sopa.
*Fenerbahçe takımı attığı golden sonra yedek kulübesindeki oyuncuların ve personelin sahaya girmesi. Üstelik bu ihlal iki kez yapıldı.
*Maç boyunca küfürlü tezahüratların olması.
KOREOGRAFİ
Galatasaray taraftar grubu ultrAslan'ın koreografi anlamında çığır açması Fenerbahçe taraftarını harekete geçirmişti. Herkes muhteşem bir koreografi beklerken sıradan ve basit bir koreografiye şahit olduk. Sanırım aldığımız haberlere göre organizasyon sıkıntısı nedeniyle koreografi iptal edilmiş. Resimler için koreografi.blogspot.com'a teşekkür ederiz.
Yapılan koreografi;
İptal edilen koreografi;
düzeltme;
YanıtlaSil"Gökhan Gönül ceza sahası içine girerken Elmander topa ayak kodu."
demişsin ama o ayağı koyan Baros'tu.