Dünkü oynanan futbolu beğendiniz mi diye sorsalar kesinlikle cevabım hayır olurdu.
Antep mi iyi oynadı yoksa Galatasaray mı kötü oynadı ikilemi arasında kalmaya gerek yok.
Galatasaray'ın geçen seneden farklı olmayan oyun yapısı içinde oynaması, yine aynı doğrultuda Antep'in ligin en iyi pas yapan takımı olması ikilemde kalmamıza sebebiyet veriyor.
Netanya maçının tekrarını izlermiyiz diye kendi kendime sorarken bir yanda geçen seneki Kocaeli maçı gibi olmasın şeklinde düşünmeden edemedim.
Neyseki korktuğumuz olmadı ve zorlada olsa kazanmayı bildik. Oynadığımız bu maç Rijkaard'ı uyandırmalıdır.
İlk gündem maddesi Aydın'ın verimsiz, Baros'un kalitesiz, Keita'nın gereksiz oyun anlayışı olmalıdır. Bir maçta iyi oynayan ve 3 asist yaptı diye ligin ilk maçına ilk on birde oyuncu çıkarıyorsan ya bildiğin bir şeyler var, ya da hiç bir şey bilmiyorsun..
Rijkaard'ın kaliteli teknik adam olduğu şüphe götürmez bir gerçektir. Oyuna Aydın'la başlamanın ne kadar yanlış düşünce olduğunu sanırım pek farketmedi.
Geçen senenin gol kralı, bu senenin hayal kırıklığını yaratabilir. Zira suç onda değil. Geçen sene Baros ileri uçta tek bırakılmıyordu. Antep maçının sistemi Baros'u etkisiz bırakma sistemine benziyordu.
Bu sistem Ayhan'ın oyun anlayışını bile doğrudan etkiledi. Ayhan oyunu haraketlendirmeye yönelik özellikleri olan futbolcudur. Bu miyonunu Antep maçında göremedik. Yine Hakan Balta'nın basiretsiz oyun anlayışı Galatasaray'ı zorda bırakan etkenlerdendir.
Gökhan ve Servet'in kafa toplarında başarılı olup, oyunun yerde oynadındığı kısımda başarısız olması eksi etkenlere diğer örneklerdir.
Herkesin oyun anlayışı değişti ancak birinin hariç;
-Arda
Yine mükemmeldi. 1 gol atıp, 2 gol attrması onun klasına yakışan hareketlerdir.
Biz bütün bunları yazarken henüz ilk haftası olduğunu göz önünde bulundurmanın gerekliliğine fazlasıyla inanıyoruz.
Bu nedenle şimdiki yazdıklarımız, çizdiklerimiz yarın bir gün bize tebessüm verecektir.
Bu takım böyleyke böyle oldu demek için yazmak, eleştirmek lazım...
Antep mi iyi oynadı yoksa Galatasaray mı kötü oynadı ikilemi arasında kalmaya gerek yok.
Galatasaray'ın geçen seneden farklı olmayan oyun yapısı içinde oynaması, yine aynı doğrultuda Antep'in ligin en iyi pas yapan takımı olması ikilemde kalmamıza sebebiyet veriyor.
Netanya maçının tekrarını izlermiyiz diye kendi kendime sorarken bir yanda geçen seneki Kocaeli maçı gibi olmasın şeklinde düşünmeden edemedim.
Neyseki korktuğumuz olmadı ve zorlada olsa kazanmayı bildik. Oynadığımız bu maç Rijkaard'ı uyandırmalıdır.
İlk gündem maddesi Aydın'ın verimsiz, Baros'un kalitesiz, Keita'nın gereksiz oyun anlayışı olmalıdır. Bir maçta iyi oynayan ve 3 asist yaptı diye ligin ilk maçına ilk on birde oyuncu çıkarıyorsan ya bildiğin bir şeyler var, ya da hiç bir şey bilmiyorsun..
Rijkaard'ın kaliteli teknik adam olduğu şüphe götürmez bir gerçektir. Oyuna Aydın'la başlamanın ne kadar yanlış düşünce olduğunu sanırım pek farketmedi.
Geçen senenin gol kralı, bu senenin hayal kırıklığını yaratabilir. Zira suç onda değil. Geçen sene Baros ileri uçta tek bırakılmıyordu. Antep maçının sistemi Baros'u etkisiz bırakma sistemine benziyordu.
Bu sistem Ayhan'ın oyun anlayışını bile doğrudan etkiledi. Ayhan oyunu haraketlendirmeye yönelik özellikleri olan futbolcudur. Bu miyonunu Antep maçında göremedik. Yine Hakan Balta'nın basiretsiz oyun anlayışı Galatasaray'ı zorda bırakan etkenlerdendir.
Gökhan ve Servet'in kafa toplarında başarılı olup, oyunun yerde oynadındığı kısımda başarısız olması eksi etkenlere diğer örneklerdir.
Herkesin oyun anlayışı değişti ancak birinin hariç;
-Arda
Yine mükemmeldi. 1 gol atıp, 2 gol attrması onun klasına yakışan hareketlerdir.
Biz bütün bunları yazarken henüz ilk haftası olduğunu göz önünde bulundurmanın gerekliliğine fazlasıyla inanıyoruz.
Bu nedenle şimdiki yazdıklarımız, çizdiklerimiz yarın bir gün bize tebessüm verecektir.
Bu takım böyleyke böyle oldu demek için yazmak, eleştirmek lazım...
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder